“…Hakikatin peşine düşmek, haksızlığın hesabını sormayı beraberinde getirir. Kendini en yüce varlık olarak tanrı diye sunan toplumsal kimlik, kendine yönelik haksızlığı böyle yanıtlamış, haksızlığı mahkûm edip aştırmaya çalışmış ve haksızlığın ortadan kaldırılmasını Tanrı cezası olarak değerlendirmiştir. Toplumun içinden ve dış doğadan toplumsal kimliğe yönelik tehditler ve haksızlıklar arttıkça toplumsal kimliğe daha çok vurgu yapılmış, uğruna büyük nazarlar (tanrısal görüş = teori) ve eylemler (tanrısal işler) geliştirilmiştir.
…Kapitalist modernitenin ideolojik hegemonyasında ulaşılmaya çalışılan amaçların başında hakikat kavramına ve eylemine ilişkin tarihsel-toplumsal gerçekliklerin karartılması ve bastırılması gelir. Bu hegemonya altında din ve felsefe milliyetçiliğin geliştirilmesine ve ulus-devletin tanrısallaştırılmasına hizmet eden birer araca dönüştürülmüştür.
…Teori ve pratik ulus-devletçiliğin kavram ve uygulamalarının yüceltilmesine ve ölümsüzleştirilmesine hasredilmiştir. Bilim pozitivist felsefenin güdümünde modernitenin üç sacayağından kaynaklanan sorunların çözümlenmesine ve çözümüne indirgenmiştir. İnsanlık tarihi kadar eski hakikat savaşçılığı basit menfaatlerin teminine yöneltilmiştir. Esas sorunu oluşturan ve tehdit altında bulunan toplumsal kimlik hakikatin konusu olmaktan düşürülürken, yerine bireycilik ikame edilmeye çalışılmıştır… Ancak kendini doğrucu ideoloji olarak sunan sistem karşıtı görüşler bile modernite paradigmasını aşma cesaretini göstermeye yanaşmamaktadır. Liberalizm, sistemin resmi ideolojisi olarak, sağ ve sol üzerindeki tekelini günümüze kadar sürdürebilmiştir.
…İşte tam bu noktada “NASIL YAŞAMALI, NE YAPMALI VE NEREDEN BAŞLAMALI soruları aciliyet kazanmaktadır. Ancak sistem karşıtlarının bu sorulara verdiği yanıtlar en azından günümüze kadar etkisiz kılınmış, etkili olan her üç önemli soruya modernitenin verdiği yanıtlar olmuştur. Modernitenin son beş yüz yıldır geliştirdiği yaşam tarzı nasıl yaşamalı sorusunun cevabına ezici biçimde damgasını vurmuştur.
…Demokratik modernitenin sistem karşısında hakikat arayışı, ideolojik duruşu ve üç temel soruya verdiği yanıt açık ki alternatif sistem değerindedir. Toplumsal kimliği tüm yönleriyle aramak, çözümlemek ve çözümlerini sunmak hakikat savaşının özüdür.
…İdeolojik duruş hâkim modernitenin ideolojik hegemonyasını kapsamlı eleştirilerle aşmayı ifade eder. Eldeki toplumsal hakikatlerin savunulması ideolojik duruştur. Kapitalist modernitenin hakikatten yoksunluğunu (bireyciliği topluma tercih etme, toplumsal kimliği saldırı altına alma) gösterme, ekonomik, ekolojik ve demokratik toplumun, ulusun hakikatini ve hakikat gücünü yansıtma bu duruşla ilgilidir.
…NASIL YAŞAMALI, NE YAPMALI VE NEREDEN BAŞLAMALI sorularına verilecek ilk ortak cevap, sistemin içinden ve sisteme karşıtlık temelinde başlamalıdır. Fakat sistemin içinden sisteme karşıtlık, eski bilgeler düzeyinde her an ölüm pahasına hakikat savaşçılığını gerektirir.
…NE YAPMALI sorusunun yanıtı bilinçli ve örgütlü pratiktir: Demokratik modernite sistemi açısından üç sorunun yanıtı bu sistemin unsurlarıyla ideolojik ve eylemsel buluşmayı ifade eder.
ABDULLAH ÖCALAN
Theoria görmek demektir ve görmek bilgi ile olur. Bilginin edinilmesi ise karmaşık bir süreçtir. Gerçekliğin tanınması süreci hem gözlemlenen nesneyi hem de gözlemleyen özneyi değiştirir. Başka bir deyişle bilgilenme süreci insanın, bir yandan maddi dünya ile ilişkisi içinde dönüşürken, diğer yandan da nesne edindiği bilgiyi dönüştürmesini içerir. Bu dönüşüm ise amacını kendi içinde taşıyan bir etkinlik olarak praksisle olur. Bu anlamda Praksis; teoriyle pratiğin, sözle eylemin birlikteliği, doğru düşünmek ancak salt bir teorik üretim değil, aynı zamanda bir eylemdir.
Kurdîstan, günümüzde sadece dünya savaşlarının merkezi değil, aynı zamanda ve belki de ondan çok daha fazla HAKİKAT ile hakikat düşmanlarının savaş-mücadele merkezi olmuştur; Kurdîstan coğrafyası, nasıl ki ilk insanın eylemsel ve düşünsel varlığına sahne olduysa, insan-lık bugün bir kez daha aynı coğrafyada kendisini kendi hakikati ile buluşturmanın savaşını-mücadelesini veriyor.
Hakikat mücadelesini doğru vermek ve kazanmak için en başta gelen, doğru düşünmek, bizleri düşünmeye itecek bilgileri edinmek gelmektedir. Bunun için doğru bilgi araçlarına sahip olmak önem taşımaktadır.
Özgür Kütüphane, 27 Kasım 2024’te, bilgiye erişimin herkesin hakkı olduğu inancıyla kuruldu. Kütüphanemiz; bir yandan Dünya, Ortadoğu, Türkiye ve Kurdîstan üzerine tarihsel, teorik ve akademik düşünceleri geniş kitlelerle buluşturmayı hedeflerken öte yandan da düşüncenin eyleme geçmesi-pratikleşmesini sağlamak istemektedir.
Özgür kütüphane, salt Kurdîstan’da yaşayanlar için değil, tüm insanlık için; hakikat peşinde koşan, kendisini hakikatle buluşturarak toplumsallığını korumak ve geliştirmek isteyen herkes için hem bir bilgi portalı ve hem de “NASIL YAŞAMALI, NE YAPMALI VE NEREDEN BAŞLAMALI” sorularına yanıt vermeyi amaçlamaktadır.
Özgür kütüphane; Başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere; her biri alanında büyük direnişçiler olan; hakikat mücadelesinde hayatını yitiren, halen mücadele etmeye devam eden özgürlük dervişleri tarafından kaleme alınan yazıları okuyuculara sunacaktır. Ancak Özgür kütüphane sadece yazı okunan bir site değildir, olmayacaktır!
Özgür kütüphane; bir yandan Kürdistan’da yürütülen hakikat mücadelesinin gelişimini aktaracak bir yandan da bu hakikat mücadelesine NASIL KATILABİLİRİZ’ ve NASIL YER ALABİLİRİZ’in yol ve yöntemini gösterecektir. Bu anlamda Özgür kütüphane (FİKİR-ZİKİR-EYLEM) mecrası olacaktır.
Özgür kütüphanede tüm içerikler tamamen ücretsiz olarak erişilebilir olacaktır.
Özgür Kütüphane, bilgiye sınırsız erişimi teşvik eden bir platform olarak, düşüncelerin özgürce dolaşımına katkıda bulunmayı ve insanlığın hakikat mücadelesinde bir damla olmayı hedefliyor.
Özgür kütüphane, Hakikate; eşitlik ve özgürlük idealine bağlılığını koruyan, emekten, kadın özgürlüğünden, ekolojiden ve demokrasiden yana konumlan, doğru bilgilerle doğru pratiğe yol almak isteyen herkese; Kapitalist modernitenin bilimsel eleştirisini güncelleştirip, canlı tutarken demokratik modernitenin inşa süreçlerini sadece tartışan değil, aynı zamanda geliştiren, bu anlamda, dünyayı yalnızca yorumlamak değil, onu değiştirme mücadelesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Dünyanın neresinde olursanız olun, sizleri Özgür kütüphaneye ulaşmaya, bu kütüphaneyi kendiniz kılmaya çağırıyoruz…