“…Delil şehit oldu, dedi” ve yüzünde beliren keder, üzüntü ve ağlamaklı ifadeyi gizlemek istiyormuş gibi başını önüne eğdi.
Düşmana karşı sonsuz bir öç alma arzusu ve kaybın büyüklüğü karşısında duyulan acıdan dolayı tüm arkadaşlar adeta taş kesilmiş, suskunluğa gömülmüşlerdi. Basit bir suskunluk değildi, deniz altında kopan fırtınayı andırıyordu onların suskunluğu.
Daha düne kadar birlikte oldukları, birlikte acı ve tatlı anıları, zorlukları, bir parça ekmeklerini paylaştıkları, aynı dava uğruna savaştıkları bir önderlerini, komutanlarını kaybetmişlerdi. Şimdi onun öcünü nasıl alacaklardı? Onun yerini nasıl dolduracaklardı, anısına bağlılığı nasıl tam ve eksiksiz yerine getireceklerdi?
Sinan’ın gözlerinde şimşekler çakmış, yüreğinde ifade edilmesi olanaksız duygular belirmişti…
Full Screen