Dünya hegemon sistemleri başat toplum yapısına ve temsil güçlerine dayanırlar. Bu sistemlerin çağlar boyunca olumlu ve olumsuz içerikli sayısız yayılma, istila, işgal ve sömürgeleştirme hamlesi gerçekleştirilmiştir. Böylelikle üstün, başat sistem yayılabilmiş, dönemine göre bir dünya sistemi haline gelebilmiştir. Tarihin ilk büyük insanlık devrimi olan “neolitik çağ”, doğduğu kaynak olan bugünkü Toros-Zağros dağ sisteminin iç kavisli eteklerinden tüm dünyaya yayılma örneğini göstermiştir. M.Ö. 7000’lerden beri kalıntı halinde halen en olumlu yayılma biçimi olarak devam etmektedir. M.Ö. 5000’lerde aşağı Dicle-Fırat havzasına, 4000’lerde Nil kıyılarına, 3000’lerde Pencap kıyılarına, 2000’lerde Avrupa kıyılarına, Çin’de Sarı Irmak kıyılarına kadar yayılabilmiştir.
Bu temelde ortaya çıkan Sümer ve Mısır sınıflı toplum uygarlıkları, hakim sistem olarak, Grek-Roma dönemlerine kadar dünya çapında yayılmayı derinleştirerek sürdürmüşlerdir.
Köleci emperyalizmin bu ilk izi üzerinde Helen ve Latin Roma dönemi, dünya çapında daha da derinleşen bir temelde yayılabilmiş, kapsamlı değişim ve gelişmeleri beraberinde getirmişlerdir. Feodal uygarlık döneminde daha da geliştirilmiş bir kapsam üzerinde, islami ve hıristiyan motifler altında yeni bir aşamada sistem yayılmaları sürdürülmüştür.
Apocu Tarih Anlayışı – Tarihsel İlerleme
Bölüm 2
22
Önceki Kitap