…Buradan şu sonuca ulaşıyoruz: Bugün bizim Kürt sorununu kimlik ve kültür sorunu olarak dile getirmemizin, bir halk olarak yaşama iddiasında bulunmamızın, kendimize bir yaşam alanı yaratmak istememizin, en azından diğer halklarla iradeli, özgür ve kardeşçe yaşayabilecek bir düzeyi, bir ortamı yakalayabilmemizin amacı, aslında kendi yarattıklarımızı herkesin görüp kabul etmesini sağlama istememizdir…
Yani bir halk olarak biz de iyiyiz, biz de yaratım sahibiyiz, biz de değer yaratabiliyoruz demeye getiriyoruz. Bizim de bir özgürlük ve kardeşlik iddiamız, tarihten gelen ve günlük yaşamımızda var olan köklü kültürel değerlerimiz vardır demek istiyoruz.
Bazıları “Hayır, sizin hiçbir şeyiniz yok” diyorlar. Ancak soruna kültür penceresinden bakınca, bu inkârcıların ne kadar yalancı oldukları daha iyi anlaşılır. Bizim büyük haklılığımız da buradan ileri geliyor. Kültürel tanımlama, bir toplumu en objektif tanımlama biçimidir…
Full Screen