1 Eylül 1998 tek taraflı ateşkesi ile birlikte Başkan APO’nun, özgürlüğe dayalı barışın giderek halkların demokratik birliğinin güçlü bir zemini olması doğrultusunda atmış olduğu adım, dünya gerici güçlerinin NATO eksenli, ABD, İsrail ve İngiltere merkezli komplosu ile hızla boşa çıkarılmak istendi. Süreci Suriye’yi askeri tehdit ve bir bölge savaşını göze alacak şekilde hızlandırıp Başkan APO’nun Suriye’den çıkışını sağlayarak derinleştiren güçler, mutlaka sonuç almak ve Başkan APO şahsında Kürdistan halkının gelişen özgür, örgütlü iradesini teslim almak istediklerini açıkça ortaya koyuyorlardı.
Bu açıdan işin neresinden bakarsak bakalım, Nairobi bir sonuç oluyordu. Bu sonuç, sadece Kürdistan’la sınırlı olmayıp, başta Türkiye olmak üzere, Ortadoğu halklarının Kürdistan dağlarında tutuşan ve Kürt halkının yüreğinde alevlenip bölge halklarının önünü aydınlatan özgürlük meşalesinin mutlaka söndürülmesi istemini ve eylemini dile getiriyordu. Yeni dünya düzeni stratejisi, özgür iradeli halkları ve öncülüklerini kabul etmiyordu. Tek kutuplu dünya gerçekliği bu stratejiye uygulama imkanı ve kolaylığı sağlıyordu.
1993 yılından beri bu gerçekliği fark eden PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaş, her fırsatta oluşturulmak istenen bu Yeni dünya düzeni(YDD) içinde özgürlüğe dayalı bir barış ve kardeşlik, birlik zemini üzerinde geliştirilebilecek demokratik sürece ilişkin belirlemeler yapıyordu. “Her savaşın bir barışı olur” belirlemesi temelinde mevcut dünya ve çağ gerçekliğini de dikkate alarak, Kürdistan ulusal kurtuluş savaşının da barış sürecine girmesinin teorik ve pratik hazırlıklarını yapıyordu. “Kürdistan halkının özgür iradesinin tanınması ya da temsili” bu hazırlığın vardığı düzeyi ifade eden bir belirlemeydi. Bu belirleme, bağımsız devletle kendisini daraltmayan, ortak örgütlülüğü içeren, Türkiye halkının demokrasiye duyduğu ihtiyacı da kapsayan, esas olarak silahlı savaşım dışı demokratik halk örgüt ve eylemliliklerini kapsayan bir eksende geliştiriliyordu. İkinci ve üçüncü tek taraflı ateşkesler, 20. yüzyılın sonuna doğru gidişte yeni bin yılın değerlendirmesini de giderek olgunlaştırıyordu…
Full Screen