“…Ortadoğu’nun en karmaşık sorunlarından biri Kürt sorunudur. Sorun bu özelliğini dayandığı olgunun oluş tarzından almaktadır. Kürt olgusu doğru ortaya konulmadıkça, tarihte ve günümüzde olduğu gibi, gelecekte de sorunun daha fazla karmaşıklaşması ve ağırlaşarak beraberinde birçok yeni soruna yol açması kaçınılmaz olacaktır. Kürt sorunu bugün dünyayı en çok uğraştıran Arap-İsrail sorunundan hem kapsam, hem biçim olarak daha ağırlıklı ve derinlik arz eden bir konumdadır. Bu sorunun tümüyle açığa çıkmaması, eksik ve yanılgılı değerlendirmelere konu teşkil etmektedir. Nüfus, coğrafya, toplumsal ve siyasal koşullar itibariyle bölgenin en stratejik konumunda yer aldığı gibi, sorunlarının çeşitliliği ve ağırlığı açısından da başta geleni olmaktadır.
Bölgenin üç temel ulusal varlığı olan Farslar, Araplar ve Türklerin ortasında parçalanmış olması, sorunun kendiliğinden bölgesel çapta etkide bulunmasına yol açmaktadır. Birleşik kaplar misali, bir parçadaki çözüm diğer parçalar ve ülkeleri çözüme zorlamaktadır. Aksi halde de etki benzer olmaktadır. Coğrafyanın sarp olması, silahlı mücadele faktörünü her zaman gündemde tutmuştur. Tarihin tüm dönemlerinde gelişen her işgal, karşılığında şu veya bu biçimde bir direnmeyi doğurmuştur. Yaşam adeta doğal bir isyancı psikolojisiyle birlikte yürümektedir. Tıbbın artan olanaklarıyla genel nüfus 40 milyonu aşmıştır. Bu rakam, üzerinde her tür stratejik hesap yapılabilecek bir miktarı fazlasıyla teşkil etmektedir.
Full Screen