Özgür İnsan Savunması

tarafından prtadmin

“…Demagoji” kavramının Helen hâkim siyasetinde türetildiğini göz önüne getirdiğimizde, iddia makamının yaklaşımına şaşmıyoruz. O kendisine siyasi makamlar tarafından verilen bir görevi, çok gecikmeli olarak, efendilerinin hiç zarar görmemesi için en ustalıklı bir biçimde yerine getirmektedir. Sayın mahkeme yargıçları ve jüri üyeleri, bu mantığa ve yaklaşıma yenik düşmemelidir. Dava, Atina tarihinde en trajik yargılamalardan biri olan, büyük insanlık değeri Sokrates Davası kadar önemli ve tarihsel sonuçlar doğuracak içeriktedir. Yüzlerce yoldaşımın bu olayla ilgili kendini yakarak şehit düşmesi ve Kürt halkının günlük olarak yaşadığı travma, ilk sonuçlar olarak vahameti gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla Atina girişimimi ve ortaya çıkan bununla bağlantılı gelişmeleri kapsamlı olarak ortaya koymak, ilgisiz gibi görünse de büyük önem kazanmaktadır.

Trajedinin beşinci yılını yaşamaktayım. Her günü birkaç ölümden beter geçirmekteyim. Beni bu duruma düşüren gerçekliğin Atina kaynaklı olduğunu inkâra kalkışırsak, tarihsel gerçekler kadar gelecek umutlarımıza da ihanet etmiş olacağız. Gerçek komplocular ve ihanet kendini gizlerken, yüreğinde sadece halklarının haklı davası ve ona dayalı tutkuları olan ‘iyi ve güzel’ insanlar suçluymuş gibi lekeleneceklerdir. Bu görevi hem Helen halkı için hem de Kürt, Türk ve diğer ilgili dostlar için yerine getirmekten kaçınmam doğru bir tutum olamazdı. Teslim edilmemden sonra Yunan-Türk ilişkileri yumuşadı. Bundan ancak memnuniyet duyarız. Ama bu eğer temel gerçeklere dayanmıyorsa, sonunun hüsranla sonuçlanacağını da unutmamalıyız.

İddia ediyorum ki, Atina girişimim dostluğa ve barışa bir tehdit değil, tersine gerçek dostluk ve barışın en tarihi adımlarından biri rolünü oynayacaktır. Sahte Türk-Yunan dostluğu bu girişimimin dolaylı sonucu iken, gerçek bir dostluk ve barış ise dolaysız sonucu olacaktır. Yaşadığım büyük ıstırabı tüm Helen halkına yüklemek her ne kadar yerleşik kültürün bir gereği ise de, bu hatayı ve suçu Savcı’nın yaptığı gibi Helenizm’e bağlamayacağım. Tarihte örneği çok görülen korkak, bencil, sahte tanrılara tapınmayı alışkanlık haline getiren ve böylelikle Helenizm’e de hak etmediği büyük bozgunları, acıları ve gerilemeleri dayatan kimliğe ve kişiliğe yükleneceğim. Çok uzaklardan da olsa, Helenizm kültürüyle tarihsel yakınlığımızı ve onun Anadolu kültüründeki yerini inkar etmeyen bir yaklaşımı savunacağım. Helen, Türk, Kürt ve Ermeni halkları başta olmak üzere, tüm bölge halklarının geleceğinin özgürlük, barış ve dostluktan geçtiğinin bilincinde olarak, tarihlerimizde örneği çok görülen büyük bilge insanların geleneğini esas alacağım.

Bu yaklaşıma katkıda bulunmanın bir gereği olarak, zor koşullarda ve çok eksik olanaklarla da olsa, savunmamı tarihsel, felsefi ve bilimsel bir temelde ele almayı görev bilmekteyim. Şahsım için talep edilecek fazla bir şeyin olmadığını bilerek, halkımıza ve insanlığa karşı karınca kararınca sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışacağım. İnanıyorum ki, bu yaklaşım yargılanmayı bir 20. yüzyıl utanmazlığından kurtaracak, onu hak ettiği yere oturtacak ve gerçek yargılamanın gereklerini yerine getirecektir…”

Full Screen

Şunları da inceleyebilirsiniz

-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00