Özgürlük Sosyolojisi

Demokratik Toplum Manifestosu

tarafından prtadmin

Kapitalist dünya sisteminin bilgi yapısı, en az iktidar ve üretim-birikim aygıtları kadar kriz yaşamaktadır. Bilgi yapılarının doğası gereği özgür tartışmaya daha yatkın olmaları, bilimsel krizin boyutları üzerinde geniş yorumlama imkânları sunmaktadır. Bilginin toplum ve iktidar yapılarındaki rolü hiçbir dönemle kıyaslanmayacak boyutlarda anlam bulabilmektedir. Toplumsal yaşamın bilgi-bilişim aygıtları tarihi bir devrimi yaşamaktadır. Buhran olarak devrimsel süreçler özünde hakikat rejimlerini arama rolünü de oynarlar. Hegemonya sadece birikim, üretim ve iktidar alanlarında konumlanmaz; bilme alanında da şiddetli hegemonik mücadelelere tanık olunur. Bilme alanında meşruiyet sağlamamış hiçbir üretim-birikim-iktidar yapılanması varlığını uzun süre kalıcı kılamaz.

Yakın döneme kadar hükümranlığını sürdüren pozitif bilimlerin hiç de lanse edildikleri gibi anti-metafizik ve anti-din perspektifli olmadıkları, en azından metafizik ve din kavramları kadar dinsel ve metafizik bir boyut taşıdıkları açığa çıkmakta ve tartışılmaktadır. Klasik Yunan toplumuna ve Aydınlanma dönemi Avrupa’sına mal edilen doğa bilimlerinin zaferi, bizzat doğa bilimlerinin bağrında en önemli darbeleri yemektedir. Sürekli ilerletici-doğrucu anlayış bu pozitif bilimlerin en zayıf yanını oluşturmaktadır. Çünkü evrenin böyle bir yapısı ve amacı tespit edilememektedir. Gerek atom-altı dünya, gerek kozmolojik evren, gözleyen-gözlenen ikileminden kurtulamamaktadır. Zira insan bilinci de bu sürecin kapsamındadır. Kapsam üstü role nasıl bürüneceği kestirilememektedir. Sınırsız farklılaşma potansiyelinin kendisi yeni yorumlara ihtiyaç göstermektedir.

Avrupa merkezli bir bilgi yapısı olan sosyoloji, aslında pozitif bilim heveslilerinin fizik, kimya ve biyolojide olduğu gibi, toplumu da benzer bir olgu sayıp, aynı yaklaşımlarla izah etme iddiasından öteye gitmemektedir. Çok farklı bir doğaya sahip olan insan toplumunun nesnelleştirilmeye cesaret edilmesi, sanıldığının aksine aydınlanmaya değil, daha sığ bir putlaşmaya yol açmaktan kurtulamamıştır. Ulus-devletlerine bilgi yapıları sunmak için işe koşturulan Alman ideologlarının felsefe açılımlarının, İngiliz ideologlarının ekonomi-politik bilimiyle Fransız filozoflarının sosyolojilerinin birer iktidar ve sermaye birikim aygıtlarını meşrulaştırma araçları olduğunu, günümüz bilim tartışmaları yeterince açıklığa kavuşturmaktadır. Son tahlilde Alman felsefesi, İngiliz ekonomi-politiği ve Fransız sosyolojisi, yükselen ulus-devlet milliyetçiliğine zemin oluşturmaktan kurtulamamışlardır. Bir bütün olarak Avrupa merkezli bu sosyolojilerin, Avrupa merkezli kapitalist dünya sisteminin bilgi yapıları olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Fakat bunları söylemek sorunu çözmüyor. Karşıt görüş olarak ortaya çıkan Marks-Engels sosyalizminin veya sosyolojisinin de toplumun en kaba (vulger) bir yorumu olduğu yeterince açığa kavuşmuş bulunmaktadır. Tüm karşıtlık iddialarına rağmen, bunların kapitalizmin resmi ideolojisi olan liberalizmden daha fazla kapitalizme hizmet etmekten kurtulamadıklarını, reel sosyalizm, sosyal demokrasi ve ulusal kurtuluş akım, hareket ve devlet sistemlerinden yeterince anlayabilmekteyiz. Çok soylu mücadele geleneklerine rağmen, hem de ezilen sınıf ve uluslar adına bu duruma düşülmesi, bilgi yapılanmalarıyla yakından bağlantılıdır. Dayanılan bilgi yapılanmaları olumlu ve olumsuz yanlarıyla bir bütün olarak arzu edilenin hilafına sonuçlar üretmişlerdir. Temel paradigma ve yapılanmalarında ciddi bir kusur ve yanlışlıklar zinciri olmasaydı, bu sonuçlar kolay ortaya çıkmazdı.

Diğer bir karşıt akım olarak kendini dayatan aşırı görecilik kuramları da, kapitalist dünya sisteminin bilgi yapıları olmaktan kurtulmaları şurada kalsın, belki de aşırı bireyselliklerinden ötürü kapitalizmin bireyciliğine en fazla hizmet etme mazhariyetine eriştiklerini söyleyebilirler. Anarşist yaklaşımlar da buna dâhildir. Kapitalizmi eleştirmek, kapitalizme çok karşı olduğunu söylemleştirmek, sıkça görüldüğü gibi ona hizmetin etkin bir yolu olmaktadır. Bunda da temelde paradigmatik bakış, bilgi yapılarındaki yetersizlikler ve yanlışlıklar rol oynamaktadır.

Full Screen

Şunları da inceleyebilirsiniz

-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00